16 Mart 1190 yıılnda York şehrinin kral sarayı olan ve Clifford`s Tower olarak bilinen yerde büyük bir facia yaşandı. Bu; York`lu Yahudiler`in toplu olarak intihar etme eylemi olarak tarihe geçtiSara YANAROCAK
Yusuf BESALEL
İslâm hukukuna göre, Müslümanların hakimiyetine giren Ehl-i Kitaptan olan gayrimüslimler, zımmî statüsündedir. Belirli bir vergi (cizye) vermek suretiyle rahatça yaşamak ve kendi dinleri üzerine ibadet etmek, ticaret yapmak vs. hakkına sahiptir. Ülke içinde yaşayan insanların tamamının hakları, devlet başkanının güvencesi altındadır. Gayrimüslimler ayrıca farklı giysiler giymek durumundaydılar. Bu statü, Halife Hz. Ömere (633뉌) atfedilmektedir. Hz. Ömer tarafından bu anlaşmanın (Omer Akdi) kuralları arasında; Kuran-ı Kerime, Hz. Muhammede ve Müslümanlığa saygısızlıkta bulunmamak, bir Müslümanı dininden döndürmeye çalışmamamk, savaş alanında Müslüman olmayanlara yardım etmemek, Müslüman evlerinden daha yüksek bina ve sinagog inşa etmek vb. gibi yasaklar söz konusuydu.
Hz. Muhammed zamanında (571뉀), Yahudiler, Arap Yarımadasının çeşitli yörelerinde uzun zamandan beri yerleşmiş bulunmaktaydılar. Hz. Muhammed Medineye 622de hicret ettiği zaman burada 4000 kadar Yahudi vardı. Bunlar 20 kadar klandan ve Yahudi dinine girmiş Araplardan oluşuyordu. Mesianik (Kurtarıcı ile ilgili) beklentileri olmakla beraber, Yahudiler Hz. Muhammedi son peygamber olarak kabul etmediler. Medinedeki Yahudilerle Hz. Muhammedin kabileler bazında yaptığı ayrıntılı sözleşmelere rağmen Yahudilerin ayrıca takınmaya başladıkları uzlaşmaz tutumlar nedeniyle, İslâm kuvvetleri bu kabilerere karşı mücadeleye giriştiler. Medinedeki Banu Kaynuka kabilesi kuşatıldı. Teslim olan bu kabile, Doğu Ürdüne göç etti. Bundan sonra Banu Nadir kabilesi kuşatıldı. Bu kabile de birkaç hafta direndikten sonra Hayber Kalesi ve Suriyeye çekildi. Bu arada Banu Kuzayza kabilesinin Mekkedeki İslâm muhalifleri ile gizlice anlaşma yaptıklarının öğrenilmesi üzerine; bu kabilenin de üzerine yüründü, yenilgiye uğratılarak tutsak alındı ve erkeklerinin çoğu idam edilerek ağır bir şekilde cezalandırıldı. 628de Hz. Muhammedin önderliğindeki İslâm kuvvetleri Hayberi de kuşattılar ve yıl sonuna doğru buradaki Yahudi topluluğu da yenildi. Bu şekilde Arap Yarımadasındaki Yahudilerin çoğu yöreyi terketmiş oldu.
Aslında Yahudiler İslâm memleketlerinde korunmuşlardır. 640te İskenderiyeyi fetheden Ömer-ül Faruk, bu kentte kırkbin Museviyi koruması altına almıştır. Abbasi Halifelerinden Ebu Cafer-ül Mansur, Harun-el Reşid, Yahudilerin hizmetlerinden yararlanmışlardır... Mısır Halifelerinden Hafızeddin Allahın özel doktoru Ebu Mansur Şemoil bin Hananya ve Selahaddin Eyyubinin özel doktoru ünlü filozof Maimonides idi. Müslüman dünya, bin yıl önce doruk noktasındayken bilime büyük katkıda bulundu. Güney ispanya ve Bağdatta açılan üniversitelerde Müslüman ve gayri müslim bilimciler özgürce yan yana çalışabildiler.
1099de Kudüste Haçlıların yaptığı korkunç katliamdan sonra Kudüs ancak 1187de Selahaddin Eyyubi tarafından kurtarıldı. Fetihten sonra İspanyalı Yahudi şairi Yuda Al-harizi şunları yazmıştır: ...Tanrı İsmailoğullarının prensi Selahaddinin ruhunu uyardı; o da ordusu ile Yeruşalayimi zapteti ve tüm Efraimoğullarını kabul edeceğini bildirdi. Şimdi barışın huzurunda yaşıyoruz... 1520 arasında hüküm süren Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman da kutsal kentin duvarlarını inşa ettirerek Yahudilerin büyük saygısını kazandı. 12. yüzyılda Irakta 40.000 kadar Yahudi vardı; Yahudiler Müslümanlarla ticaret, düşünsel ve kısmen yönetim alanlarında bir araya geldiler. Buna karşılık 1130 yıllarında Kuzey Afrika ve İspanyanyadaki Berberi Konfederasyonu Yahudilere büyük zulüm uyguladı ve zorla İslâma döndürülen binlerce Yahudi uzak diyarlara kaçtı. Ancak Avrupadaki Yahdiler birçok kez yuvalarından sürülmüş oldukları halde buna benzer bir olay İslâm âleminde yok gibidir. 1678de Yemen Yahudilerine İslâmı kabul etmeleri dayatılınca, onlar da Kızıl Deniz kıyısındaki Mauzaya yerleştiler.
devam edecek...
Kaynakça: "Yahudilik
Ansiklopedisi", Cilt I, II, III
Yusuf Besalel